RSS Haberler   Açılış sayfam yap   Sık kullanılanlara ekle   Mesaj Gönder
Ana Sayfa
Haberler
Üyeler
Üye İşlemleri
Kurullar
Duyurular
İletişim

ZİYARETÇİ DURUMU
Toplam : 835170
Bugün : 32
Online : 3
İŞYERİ HEKİMLİĞİ İLİŞKİN BİLGİLENDİRME

İşyeri hekimliği ile ilgili işlemlerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından oluşturulan bir bilgisayar programına yapılan kayıtlarla yürütülmesiyle birlikte, işyeri hekimlerinin ücretlerinden oda üyeliklerine ve odanın bu çalışmalarla ilgili değerlendirme yapıp onay vermesiyle ilgili bir takım duraksamalar yaşanmaktadır. 

Söz konusu durumlarla ilgili olarak, yargısal kararların ışığında yaptığımız değerlendirmeleri, süreçte ortaya çıkabilecek sorunların şimdiden önlenebilmesi için paylaşmakta yarar görüyoruz.

1-İşyeri hekimlerinin oda üyeliği 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasası uyarınca ülkemizde hekimlik yapanların odaya kayıt olması temel kuraldır. Bu ana kuralın istisnası ise kamu kurum ve kuruluşlarının asli ve sürekli kadrolarında hekimlik yapanların üyeliklerinin isteğe bağlı tutulmasıdır. Yasal düzenleme uyarınca, sadece kamu kurumunda hekimlik yapanların üyeliği isteğe bağlı olmakla; kamu kurumunda çalışan ve mesai saatleri sonrasında işyeri hekimliği yapanlar ya da OSGB’ye bağlı yahut bir işverene bağlı olarak işyeri hekimliği yapanların bir ay içinde odaya kayıt olmaları zorunludur. Danıştay 8. Dairesinin 18.12.2015 tarihli bir kararında bu konu da değerlendirilmiş ve şöyle karar verilmiştir: “Tabip odalarına üye olma koşullarını düzenleyen 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu ile, mesleğini serbest olarak icra etmek isteyen hekimlere tabip odalarına üye olma zorunluluğu getirilmiş; kamu görevlileri ile herhangi bir şekilde mesleğini icra etmeyenler açısından ise üye olma konusunda serbesti tanınmıştır. Anılan Kanun’un 5. maddesindeki düzenleme uyarınca mesleğini serbest olarak icra eden hekim statüsünü taşıyan işyeri hekimlerinin de tabip odalarına üye olmalarının zorunlu olduğu açıktır.” Odaya üye olmak zorunda olmasına karşın üye olmayanlar, üyeliği gerektiren çalışmaları saptandığında üyelik için gereken belgeleri vermeleri isteneceği gibi, söz konusu çalışmanın en başından itibaren üye kabul edilerek gerekli yükümlülükleri yerine getirmeleri de istenir. Diğer yandan, üye olması zorunlu olanların bu gerekliliği yerine getirmemeleri yasal kuralın ihlali niteliğinde olduğundan disiplin cezası da verilebilir.

2-İşyeri hekimliği ücretleri Hekim emeğinin korunması ve iyi hekimlik yapılabilmesi amacıyla Türk Tabipleri Birliği tarafından her yıl İşyeri Hekimliği Ücret Tarifesi yayınlanmaktadır. 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasasında 2006 yılında yapılan değişiklikle Türk Tabipleri Birliğinin düzenlediği asgari ücret tarifesi, rehber tarife olarak nitelenmiş olsa da “…mevzuat hükümleri ve açıklamalar uyarınca, Türk Tabipleri Birliği’nin üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak, hekimler arasında rekabet yaratılarak sağlık hizmeti sunumunda niteliğin düşülmesinin önüne geçilmesini sağlamak amacıyla asgari ücret tespit edebileceği hususunda kuşku bulunmamakta olup, hizmetin gereği gibi ifa edilebilmesi ve kamu yararı açısından da zorunludur. Ayrıca asgari ücret belirlenmesi, hekimler ile işveren arasında, asgari ücretin altında olmamak şartıyla, serbestçe ücret belirlenmesine engel oluşturmamaktadır.(Danıştay 8. Daire 18.12.2015 tarih ve 2015/8598 E. 2015/12459 K.)”

3-Oda tarafından çalışma onayı verilmesi 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasasının 4. maddesinde Türk Tabipleri Birliği’nin görevleri arasında, meslek mensuplarının hak ve çıkarlarının korunması ile “İş Kanunu ile sosyal kanunların ve bunlara bağlı nizamname ve talimatname hükümlerinin tatbikatında meslek ve meslektaşların hak ve menfaatlerini korumaya ve her türlü iş tevziinin âdilâne bir surette düzenlenmesine çalışmak” da bulunmaktadır. Aynı Yasanın 5. maddesinde ise özel olarak “Özel kurum ve işyeri tabipleri; çalıştıkları yerlerin sağlık hizmetlerinin başka bir yerde ikinci bir görev yapmalarına elverişli bulunduğu tabip odaları idare heyetince kabul edilmedikçe her ne suretle olursa olsun, diğer bir kurum ve işyerinin tabipliğini alamazlar.”hükmüne yer verilmiş; aynı maddenin son fıkrasında da “Gerek tabipler ve gerekse bunları istihdam eden bilumum daire, müessese ve işyerleri, tayin, nakil, işten ayrılma ve sair suretlerle hasıl olan değişiklikleri en geç 15 gün zarfında mahalli tabip odalarına bildirmeye mecburdurlar.” hükmü ile hekimler ve bunları istihdam edenlerin çalışmaya başlama ya da iş değişikliklerini odaya bildirmekle yükümlü oldukları ifade edilmiştir. 6023 sayılı Yasa’nın Ek Madde 1 hükmü ile de Yasa’nın 5. maddesindeki kurala aykırılığın yaptırımı gösterilmiştir: “Beşinci maddeye göre kayıtlı bulundukları tabip odaları idare heyetinin muvafakatini almadan ek bir tabiplik vazifesi kabul eden veya bu Kanunun yayımı tarihinde uhdesinde birden fazla tabiplik vazifesi olup da üç ay zarfında bir beyanname ile keyfiyeti tabip odalarına bildirmeyen veya gerçeğe aykırı beyanname veren veyahut bu beyanname üzerine idare heyetinin vereceği karara uymayarak vazifeye devam eden tabipler, Haysiyet Divanınca o yılki en yüksek yıllık üye aidatının beş katı ile on katı arasında değişen para cezasıyla cezalandırılırlar.” Bütün bu kuralların birlikte değerlendirilmesinde, işyeri hekimliği yapmak üzere bir yerde göreve başlayan kişinin bu durumu odaya bildirmesi gerektiği, anlaşılmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işyeri hekimliği alanında çıkartılan bir Genelge’nin iptali istemiyle açılan davada Danıştay 10. Daire tarafından 6023 sayılı Yasa’nın yorumu yapılmıştır.

Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından da temyiz ve karar düzeltme incelemeleri tamamlanarak kesinleşen karara göre; “6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Kanununun 4. ve 5/1. maddesi ile Ek 1. maddesinde yer alan hükümlere göre, işyeri hekiminin atanmasında ilgili tabip odasının onayı gerekmektedir. Bu itibarla, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerinde çalışan işyeri hekimlerinin, çalıştıkları işyerindeki veya özel bir işyerindeki sigortalılar için kurum adına reçete yazabilmesi ve iki güne kadar istirahat verebilmesi yönündeki yetki taleplerinde, tabip odasının onayına yer verilmediğinden, eksik düzenleme nedeniyle dava konusu Genelgenin 1/A maddesinin “a” bendi ile 1/B maddesinin “a” bendinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Aynı Yasanın 4/5. maddesinde ise, “Gerek tabipler ve gerekse bunları istihdam eden bilumum daire, müessese ve işyerleri, tayin, nakil, işten ayrılma ve sair suretlerle hasıl olan değişiklikleri en geç 15 gün zarfında mahalli tabip odalarına bildirmeye mecburdurlar.” kuralına yer verilmiştir. Emekli hekimleri istihdam eden ilgili kişi ve kuruluşların, Yasanın 4/5. maddesinde sayılan değişiklikleri mahalli tabip odalarına bildirim yükümlülüğünün bulunduğu, bu hekimlerin işyeri hekimi olarak çalışabilmeleri için odaya kayıtlı olmaları zorunluluğu karşısında, emekli hekimlerin herhangi bir işyerinde çalışıp çalışmadıkları hususunun tespiti yönünden odanın bilgisine başvurulması zorunludur.(Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 13.12.2012 ve 10.6.2015 tarihli kararlarıyla onanarak kesinleşen Danıştay 10. Daire 14.10.2008 tarih ve 2006/817 E. 2008/6557 K.sayılı karar)” Tabip odalarının işyeri hekimliğine onay vermesine ilişkin gerekliliğe karşı, işyeri hekimliğinde bir kısım işlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yetkilendirilmesi ve 6009 sayılı Yasa ile İş Yasasına eklenen –daha sonra 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasına aynen aktarılan- “İşyeri hekimlerinin, işyeri sağlık ve güvenlik birimleri ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinde görevlendirilmeleri ve hizmet verilen işyerlerinde çalışan işçilerle sınırlı olmak üzere görevlerini yerine getirmeleri hususunda diğer kanunların kısıtlayıcı hükümleri uygulanmaz”hükmü sebebiyle odaların onay yetkisinin ortadan kalktığı ileri sürülmektedir. Ancak söz konusu düzenleme ile odaların çalışma onayı verme yetkilerinin kısıtlanması söz konusu değildir. Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun aksi yöndeki bir Danıştay Kararının bozulmasına ilişkin 15.12.2014 tarihli kararı ve bozma kararı üzerine yapılan değerlendirme sonrasında verilen Danıştay 8. Daire kararında bu hususlar açıklıkla tartışılıp karara bağlanmıştır. Buna göre; “…6023 sayılı Birlik Kanunu’nun 4. ve 5. maddesi ile Yönetmeliğin dayanağı olan Kanunun diğer maddeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, işyeri hekimlerine çalışma onayı verilmesi konusunda Tabip Odalarının yetkili bulunduğu sonucuna ulaşılmaktadır. …Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Birliğin işyeri hekimleri hakkında yapacağı değerlendirmelerin birbirinden farklı hususlara ilişkin olduğu; Birliğin, 6023 sayılı Kanun uyarınca meslek mensuplarının hak ve yararlarını koruma amacı doğrultusunda bir değerlendirme yapacağı açık olduğundan (oda yetkisinin kaldırıldığına ilişkin) bu iddiaya itibar edilmemiştir. (Danıştay 8. Daire 18.12.2015 tarih ve 2015/8598 E. 2015/12459 K.; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 15.12.2014 tarih ve 2012/2304 E. 2014/5009 K.)”

Aynı şekilde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan bir duyuruda işyeri hekimlerine yetki verilirken oda onayının aranmayacağına ilişkin yapılan açıklamanın iptali istemiyle açılan davada Danıştay 10. Daire aşağıdaki gerekçelerle iptal kararı vermiştir: “…dava konusu duyuru yolu ile işyeri hekiminin sözleşme yaptığı işyeri çalışanlarına birinci basamak tedavi hizmetini verebilmesi için yukarıda bahsolunan kuralların belirlendiği ve dava konusu duyuruda tedavi edici hizmeti sunacak işyeri hekimlerinden istenen belgeler arasında tabip odası onayını gösteren bir belgenin aranmadığı görülmektedir… 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu’nun 4., 5. maddesi ile Ek madde 1’de yer alan hükümlerine göre işyeri hekiminin atanmasında ilgili tabip odasının onayı gerektiği kuşkusuz olup, tabip odasının tabip atamalarındaki rolünü ortadan kaldıran dava konusu düzenleme, tabiplerin önemli organı olan tabipler odasına Kanunla verilen yetkiyi ortadan kaldırdığından hukuka uyarlık bulunmamaktadır İşyeri hekimliği ile ilgili işlemlerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından oluşturulan bir bilgisayar programına yapılan kayıtlarla yürütülmesiyle birlikte, işyeri hekimlerinin ücretlerinden oda üyeliklerine ve odanın bu çalışmalarla ilgili değerlendirme yapıp onay vermesiyle ilgili bir takım duraksamalar yaşanmaktadır. Söz konusu durumlarla ilgili olarak, yargısal kararların ışığında yaptığımız değerlendirmeleri, süreçte ortaya çıkabilecek sorunların şimdiden önlenebilmesi için paylaşmakta yarar görüyoruz. 1-İşyeri hekimlerinin oda üyeliği 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasası uyarınca ülkemizde hekimlik yapanların odaya kayıt olması temel kuraldır. Bu ana kuralın istisnası ise kamu kurum ve kuruluşlarının asli ve sürekli kadrolarında hekimlik yapanların üyeliklerinin isteğe bağlı tutulmasıdır. Yasal düzenleme uyarınca, sadece kamu kurumunda hekimlik yapanların üyeliği isteğe bağlı olmakla; kamu kurumunda çalışan ve mesai saatleri sonrasında işyeri hekimliği yapanlar ya da OSGB’ye bağlı yahut bir işverene bağlı olarak işyeri hekimliği yapanların bir ay içinde odaya kayıt olmaları zorunludur. Danıştay 8. Dairesinin 18.12.2015 tarihli bir kararında bu konu da değerlendirilmiş ve şöyle karar verilmiştir: “Tabip odalarına üye olma koşullarını düzenleyen 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu ile, mesleğini serbest olarak icra etmek isteyen hekimlere tabip odalarına üye olma zorunluluğu getirilmiş; kamu görevlileri ile herhangi bir şekilde mesleğini icra etmeyenler açısından ise üye olma konusunda serbesti tanınmıştır. Anılan Kanun’un 5. maddesindeki düzenleme uyarınca mesleğini serbest olarak icra eden hekim statüsünü taşıyan işyeri hekimlerinin de tabip odalarına üye olmalarının zorunlu olduğu açıktır.” Odaya üye olmak zorunda olmasına karşın üye olmayanlar, üyeliği gerektiren çalışmaları saptandığında üyelik için gereken belgeleri vermeleri isteneceği gibi, söz konusu çalışmanın en başından itibaren üye kabul edilerek gerekli yükümlülükleri yerine getirmeleri de istenir. Diğer yandan, üye olması zorunlu olanların bu gerekliliği yerine getirmemeleri yasal kuralın ihlali niteliğinde olduğundan disiplin cezası da verilebilir. 2-İşyeri hekimliği ücretleri Hekim emeğinin korunması ve iyi hekimlik yapılabilmesi amacıyla Türk Tabipleri Birliği tarafından her yıl İşyeri Hekimliği Ücret Tarifesi yayınlanmaktadır. 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasasında 2006 yılında yapılan değişiklikle Türk Tabipleri Birliğinin düzenlediği asgari ücret tarifesi, rehber tarife olarak nitelenmiş olsa da “…mevzuat hükümleri ve açıklamalar uyarınca, Türk Tabipleri Birliği’nin üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak, hekimler arasında rekabet yaratılarak sağlık hizmeti sunumunda niteliğin düşülmesinin önüne geçilmesini sağlamak amacıyla asgari ücret tespit edebileceği hususunda kuşku bulunmamakta olup, hizmetin gereği gibi ifa edilebilmesi ve kamu yararı açısından da zorunludur. Ayrıca asgari ücret belirlenmesi, hekimler ile işveren arasında, asgari ücretin altında olmamak şartıyla, serbestçe ücret belirlenmesine engel oluşturmamaktadır.(Danıştay 8. Daire 18.12.2015 tarih ve 2015/8598 E. 2015/12459 K.)” 3-Oda tarafından çalışma onayı verilmesi 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasasının 4. maddesinde Türk Tabipleri Birliği’nin görevleri arasında, meslek mensuplarının hak ve çıkarlarının korunması ile “İş Kanunu ile sosyal kanunların ve bunlara bağlı nizamname ve talimatname hükümlerinin tatbikatında meslek ve meslektaşların hak ve menfaatlerini korumaya ve her türlü iş tevziinin âdilâne bir surette düzenlenmesine çalışmak” da bulunmaktadır. Aynı Yasanın 5. maddesinde ise özel olarak “Özel kurum ve işyeri tabipleri; çalıştıkları yerlerin sağlık hizmetlerinin başka bir yerde ikinci bir görev yapmalarına elverişli bulunduğu tabip odaları idare heyetince kabul edilmedikçe her ne suretle olursa olsun, diğer bir kurum ve işyerinin tabipliğini alamazlar.”hükmüne yer verilmiş; aynı maddenin son fıkrasında da “Gerek tabipler ve gerekse bunları istihdam eden bilumum daire, müessese ve işyerleri, tayin, nakil, işten ayrılma ve sair suretlerle hasıl olan değişiklikleri en geç 15 gün zarfında mahalli tabip odalarına bildirmeye mecburdurlar.” hükmü ile hekimler ve bunları istihdam edenlerin çalışmaya başlama ya da iş değişikliklerini odaya bildirmekle yükümlü oldukları ifade edilmiştir. 6023 sayılı Yasa’nın Ek Madde 1 hükmü ile de Yasa’nın 5. maddesindeki kurala aykırılığın yaptırımı gösterilmiştir: “Beşinci maddeye göre kayıtlı bulundukları tabip odaları idare heyetinin muvafakatini almadan ek bir tabiplik vazifesi kabul eden veya bu Kanunun yayımı tarihinde uhdesinde birden fazla tabiplik vazifesi olup da üç ay zarfında bir beyanname ile keyfiyeti tabip odalarına bildirmeyen veya gerçeğe aykırı beyanname veren veyahut bu beyanname üzerine idare heyetinin vereceği karara uymayarak vazifeye devam eden tabipler, Haysiyet Divanınca o yılki en yüksek yıllık üye aidatının beş katı ile on katı arasında değişen para cezasıyla cezalandırılırlar.” Bütün bu kuralların birlikte değerlendirilmesinde, işyeri hekimliği yapmak üzere bir yerde göreve başlayan kişinin bu durumu odaya bildirmesi gerektiği, anlaşılmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işyeri hekimliği alanında çıkartılan bir Genelge’nin iptali istemiyle açılan davada Danıştay 10. Daire tarafından 6023 sayılı Yasa’nın yorumu yapılmıştır. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından da temyiz ve karar düzeltme incelemeleri tamamlanarak kesinleşen karara göre; “6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Kanununun 4. ve 5/1. maddesi ile Ek 1. maddesinde yer alan hükümlere göre, işyeri hekiminin atanmasında ilgili tabip odasının onayı gerekmektedir. Bu itibarla, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerinde çalışan işyeri hekimlerinin, çalıştıkları işyerindeki veya özel bir işyerindeki sigortalılar için kurum adına reçete yazabilmesi ve iki güne kadar istirahat verebilmesi yönündeki yetki taleplerinde, tabip odasının onayına yer verilmediğinden, eksik düzenleme nedeniyle dava konusu Genelgenin 1/A maddesinin “a” bendi ile 1/B maddesinin “a” bendinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Aynı Yasanın 4/5. maddesinde ise, “Gerek tabipler ve gerekse bunları istihdam eden bilumum daire, müessese ve işyerleri, tayin, nakil, işten ayrılma ve sair suretlerle hasıl olan değişiklikleri en geç 15 gün zarfında mahalli tabip odalarına bildirmeye mecburdurlar.” kuralına yer verilmiştir. Emekli hekimleri istihdam eden ilgili kişi ve kuruluşların, Yasanın 4/5. maddesinde sayılan değişiklikleri mahalli tabip odalarına bildirim yükümlülüğünün bulunduğu, bu hekimlerin işyeri hekimi olarak çalışabilmeleri için odaya kayıtlı olmaları zorunluluğu karşısında, emekli hekimlerin herhangi bir işyerinde çalışıp çalışmadıkları hususunun tespiti yönünden odanın bilgisine başvurulması zorunludur.(Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 13.12.2012 ve 10.6.2015 tarihli kararlarıyla onanarak kesinleşen Danıştay 10. Daire 14.10.2008 tarih ve 2006/817 E. 2008/6557 K.sayılı karar)” Tabip odalarının işyeri hekimliğine onay vermesine ilişkin gerekliliğe karşı, işyeri hekimliğinde bir kısım işlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yetkilendirilmesi ve 6009 sayılı Yasa ile İş Yasasına eklenen –daha sonra 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasına aynen aktarılan- “İşyeri hekimlerinin, işyeri sağlık ve güvenlik birimleri ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinde görevlendirilmeleri ve hizmet verilen işyerlerinde çalışan işçilerle sınırlı olmak üzere görevlerini yerine getirmeleri hususunda diğer kanunların kısıtlayıcı hükümleri uygulanmaz”hükmü sebebiyle odaların onay yetkisinin ortadan kalktığı ileri sürülmektedir. Ancak söz konusu düzenleme ile odaların çalışma onayı verme yetkilerinin kısıtlanması söz konusu değildir. Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun aksi yöndeki bir Danıştay Kararının bozulmasına ilişkin 15.12.2014 tarihli kararı ve bozma kararı üzerine yapılan değerlendirme sonrasında verilen Danıştay 8. Daire kararında bu hususlar açıklıkla tartışılıp karara bağlanmıştır. Buna göre; “…6023 sayılı Birlik Kanunu’nun 4. ve 5. maddesi ile Yönetmeliğin dayanağı olan Kanunun diğer maddeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, işyeri hekimlerine çalışma onayı verilmesi konusunda Tabip Odalarının yetkili bulunduğu sonucuna ulaşılmaktadır. …Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Birliğin işyeri hekimleri hakkında yapacağı değerlendirmelerin birbirinden farklı hususlara ilişkin olduğu; Birliğin, 6023 sayılı Kanun uyarınca meslek mensuplarının hak ve yararlarını koruma amacı doğrultusunda bir değerlendirme yapacağı açık olduğundan (oda yetkisinin kaldırıldığına ilişkin) bu iddiaya itibar edilmemiştir. (Danıştay 8. Daire 18.12.2015 tarih ve 2015/8598 E. 2015/12459 K.; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 15.12.2014 tarih ve 2012/2304 E. 2014/5009 K.)” Aynı şekilde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan bir duyuruda işyeri hekimlerine yetki verilirken oda onayının aranmayacağına ilişkin yapılan açıklamanın iptali istemiyle açılan davada Danıştay 10. Daire aşağıdaki gerekçelerle iptal kararı vermiştir: “…dava konusu duyuru yolu ile işyeri hekiminin sözleşme yaptığı işyeri çalışanlarına birinci basamak tedavi hizmetini verebilmesi için yukarıda bahsolunan kuralların belirlendiği ve dava konusu duyuruda tedavi edici hizmeti sunacak işyeri hekimlerinden istenen belgeler arasında tabip odası onayını gösteren bir belgenin aranmadığı görülmektedir… 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu’nun 4., 5. maddesi ile Ek madde 1’de yer alan hükümlerine göre işyeri hekiminin atanmasında ilgili tabip odasının onayı gerektiği kuşkusuz olup, tabip odasının tabip atamalarındaki rolünü ortadan kaldıran dava konusu düzenleme, tabiplerin önemli organı olan tabipler odasına Kanunla verilen yetkiyi ortadan kaldırdığından hukuka uyarlık bulunmamaktadır

Haberin Okunma sayısı: 2645
Habere Yorum Yaz
İsim

Email

Yorum
Cancel
Kaydet  İptal
DUYURULAR

KAMPANYALAR


Copyright © 2009 Sivas Erzincan Tabip Odası